Bauhaus Aydınlatma Elemanları? KANDEM IŞIĞI!

-
Aa
+
a
a
a

Bauhaus Okulu klasiklerinden aydınlatma araçları 16 Nisan-30 Haziran 2003 tarihleri arasında Berlin Bauhaus-Archiv salonlarında Leipzig firması olan Kandem işbirliği ile sergilenmekte.

 

1919 yılında Weimar şehrinde eğitime başlayan Bauhaus Okulu endüstri kuruluşları ile işbirliği programı çerçevesinde tasarım ve üretim modelini gerçekleştirme girişimi kuruluş aşamasında bir süre teoride kalır. 1922 yılında Bauhaus kurucusu Walter Gropius okulun amacının “sanat ve tekniğin yeni bir bütün“ olması gerektiğini söylerken “Bauhaus’a öğrencilerinin okulda kazandıkları bilgi ve becerilerle var olan zanaat ve endüstri kuruluşlarına girmeye ve oralarda çalışmaya karar verme durumunda, oralarda önemli etkileri olacağını” savunur. Bauhaus okulunun erken dönemlerinde atölye ustalarının ve sanatçılarının tasarımları yoğunlukla deneysel tek parça veya sınırlı sayıda üretimlerdir. Metal atölyesinde Carl Jacob Jucker ve Wilhelm Wagenfeld tarafından gerçekleştirilmiş olan Bauhaus aydınlatma ürünleri de bu dönemin tipik örnekleridir.

 

Bauhaus Metal atölyesinde üretilen takı dışındaki kullanım eşyaları çoğunlukla kahve  ve çay servisleri, değişik kaseler ve kaplar, daldırma çay yumurtası ve pasta bıçakları olarak klasikler arasında sayılabilir. Atölyenin önde gelen isimlerinden olan Marianne Brandt bunların endüstri iş birliği içinde gerçekleştirilmesi aydınlatma aracı tasarımlarından daha da zor olduğunu söylüyor. Bauhaus öğretim üyelerinden Moholy Nagy, “yıllarca uğraştığımız ve eğitimin çekirdeğini oluşturan kap kacak ve gereç tasarımı modellerini şimdiye kadar endüstriye satmadık” diyor. Bauhaus okulunun Weimar’dan Dessau şehrine taşınmasından sonra okulun atölyeleri makine ve alet donanımı olarak küçük sayıda serilerin üretimine göre düzenlenmesinden sonra da eski tasarımlar üretilmeye devam ediliyor ve hepsine bir seri numarası verilerek 

 Bauhaus tasarımı olan Kandem ürünlerinin ilan sayfası. 1929 Bauhaus-Archiv, Berlin

fikir hakları alınıyor. Yeni tasarım ve üretim giderek aydınlatma sektörüne doğru kayarken ilk endüstri ilişkisi Berlin’deki Osram şirketi ile kuruluyor; daha sonra devreye Körting ve Mathiesen şirketi girecektir. Bu dönemden bilinen iki ürün Walter Gropius’un Weissenhof / Stuttgart yerleşkesi için yapmış olduğu örnek konutta kullanılmıştır.

 

Işık fiziğine göre tasarım

 

Bauhaus okulunun endüstri ile işbirliği ancak 1928 yılında başarılı olarak gerçekleşecektir, o tarihte yayınlanan “bauhaus” dergisinde şu haber yayınlanır:

 

“ark lambaları, enkandesan ampul, armatür ve elektrik sayaçları üreten körting&mathiesen a.g. (kandem) leipzig şehri firması bauhaus’la işbirliği anlaşması yapmıştır; bauhaus metal atölyeleri kandem a.g.’nin aydınlatma öğelerinin şekillendirilmesinde danışmanlık yapacaktır.” (orijinal metinde o dönemin modası olan miniskül harfler kullanılmış.)

 

Körting&Mathiesen kurucularının adlarından türetilmiş olan Kandem markası o tarihlerde aydınlatma sektöründe Almanya’nın en büyük şirketlerinden biridir. Salt biçimsel modalara göre üretim yapan diğer şirketlerden ayrıldığı en önemli özelliği, tasarım ve üretim geliştirmesini ışık fiziği kurallarına ve onun teknolojiye optimal olarak yansıtılması üzerine kurmuş olduklarından, kendi araştırma laboratuarı olmasıdır. Aydınlatma tekniği alanında amaca yönelik geliştirme yöntemleri özellikleri de o dönem Bauhaus okulunun ilkesi olan bilimselliğe dayalı işlevsel ürün şekillendirmesiyle de örtüşmektedir.

 

 Kandem-çift silindirli aydınlatma öğesi. Tasarım Marianne Brandt ve Helmut Schulze,1928.

1928 yılında Deutsche Werkbund tarafından yayınlanan “Işık ve Aydınlatma” kitabında Wilhelm Lotz aydınlatma öğelerinin tasarım ve üretim ilişkisi içinde o güne kadar olan yanılgıyı şöyle anlatıyor:

“Yeni biçimler çizen bir sanatçı bulunuyor ve ışık mühendisi de bu denemeleri ışık teknolojisi olarak doğru yapmaya uğraşıyor. Çıkış noktası işlev değil biçimdir. Düzelme ancak ışık mühendisi ve sanatçı, daha doğru bir deyişle şekillendirici yoğun bir şekilde el ele çalışırsa, şekillendirici üretim süreci ve ışık tekniği yönüne girerse gerçekleşebilir.”

Yıllardır amaçlanan ama bir türlü gerçekleştirilemeyen endüstri işbirliğinin. bu ilkeyi savunan Walter Gropius’un müdürlük görevinden istifa etmesi ve yerine Hannes Meyer’i bırakmasından sonra yoğunlaşması garip gelebilir ama Meyer’in "Lüks gereksinimi yerine halk gereksinimi" veya "her çay bardağını sorumlu konstruktif bir şekle getirmek"le ilgili eleştirilerini unutmamak gerekir. Meyer’in atölyelerin ekonomik produktivite esaslarına göre düzenlenmesi ile ilgili görüşü bazı öğretim üyelerinin tepkilerine ve okuldan ayrılmalarına neden olacaktır. Aslında atölyeleri 1923 yılından sonra Johannes İtten’in "sanatsal eğitim engelleniyor" diyerek karşı çıkmasına rağmen bu düzeye getiren ve her türlü teknolojiye açıklığıyla tanınan Laszlo Moholy-Nagy, yeni müdürün eğitim programı için görüşlerini belirtirken "Bir nesnenin üretimi kesin bir uzmanlık alanı olduktan ve çalışma süreci ticari amaca yönlendirildikten sonra eğitim süreci hayatiyetini yitiriyor. (...) Bir dönemin devrimcileri olarak reddettiğimiz, sadece son ürünü değerlendiren ve insanların tümel gelişimini gözardı eden bir meslek eğitimi okulu olma durumu ile karşı karşıya olma tehlikesini yaşıyoruz" der ve eğitim görevinden ayrılır. Metal atölyesi yöneticiliğine geçici olarak Marianne Brandt getirilir. 

 

Sanatçı-mühendis arasında

 

Walter Gropius yönetiminde işbirliği sözleşmesi yapılan bir başka şirket de Schwintzer&Graef'tir. Bu şirketle yapılan sözleşme “Bauhaus Modelleri” denilen bir grup tasarımı içerir, bunların arasında daha eski modellerden biri olan Jucker ve Wagenfeld’in en çok bilinen cam masa lambası da yer almaktadır. Şirketin uygulamalarında tasarımlara kesinlikle uyulmadığı için 1929 yılında sözleşme feshedilecektir.  Metal atölyesinin Körting&Mathiesen ile yapılan sözleşmesi ise üç ana başlıkta toplanmaktadır: a) Patente uygun özgür yaratıcı önerilerin geliştirilmesi ve uygulanmasıb) Patente uygun olmayan özgür yaratıcı veya Körting&Mathiesen tarafından doğrudan veya dolaylı olarak verilen önerilerin üzerinde çalışmak vec) Körting&Mathiesen’in vermiş olduğu teknik önerileri salt biçimsel olarak şekillendirmek.

 

Bauhaus’lular Leipzig’deki ışık mühendislerinin kesin teknik ve ticari verilerine uymak zorunda olmalarına karşın belli bir esnekliğe de sahiptirler. Şirketin yöneticisinin Bauhaus’a yazmış olduğu bir mektupta şöyle deniyor:

"Bildiğiniz gibi yaklaşımımız her zaman rasyonel seri üretim olanakları dikkate alınması ve olabildiğince mevcut parçaların kullanılmasıdır ama her durumda da yeni ve özgün bir nesnenin yaratılma zorunluluğudur.”

Sözleşme doğrultusunda yapılan çalışmalar karşılığında ay başına yaklaşık 750 RM (Reichsmark) alınırken satış üzerinden de lisans ücreti almaları Bauhaus okulu için önemli bir gelir kaynağı olacaktır.

Kandem yazı masası lambası; Marianne Brandt ve Hin Bredendieck tasarımı (1928)

En önemlisi de Bauhaus’ta tasarlananların gerçekten de endüstriyel seri üretim olarak büyük kitlelere ulaşabileceğinin kanıtlanmasıdır.

En büyük başarıya ulaşan ilklerin arasında 1928 yılının ikinci yarısında Marianne Brandt ve Hin Bredendieck tarafından tasarlanan Kandem yazı masası lambası ve Kandem gece lambası yer almaktadır. Her ikisi de sözleşmeye uygunluk açısından iyi örneklerdir; yazı masası lambası var olan bir modelin düzeltilmesi, gece lambası da tümüyle yeni bir tasarımdır. Özellikle ilki biçimsel düzeltmeler ve yeni malzemelerle 1950 lerde bile üretimde kalmıştır.

 

Görüldüğü gibi bu sözleşmeden her iki kurum da yararlanacaktır. Bauhaus öğrencileri tasarım ve üretim süreci içinde önemli deneyimler kazandıkları gibi konusunda Almanya’nın en büyük şirketi olan bir kuruluşta aydınlatma tekniğinin temellerini ve fabrika üretim biçimlerini öğreneceklerdir. Şirket ise aynı şekilde kısa bir süre içinde ticari başarıya ulaşan yeni modellere sahip olacaktır. 1930 yılında yaklaşık 25 aydınlatma aracı ve çeşitlemelerini piyasaya sürecekler ve sadece 1931 yılında Bauhaus tasarımlarından 50.000 adet satılacaktır.

 

50'li yıllara öncülük

 

1929 yaz yarıyılında “yönetsel nedenlerle zorunlu olarak ahşap, duvar resmi ve metal atölyeleri tek bir donatı atölyesi olarak birleşmesi” sonucunda Marianne Brandt da görevinden ve okuldan ayrılır. 1930/31 eğitim yılı başında da Hannes Meyer’den boşalan müdürlük görevine Mies van der Rohe’nin getirilmesi ile var olan tüm diğer atölyeler de Mimarlık Bölümünün yapı ve donatıları başlığı altında uygulama atölyesi olarak birleştirilir. Atölyenin başına önce Alfred Arndt, daha sonra da Lily Reich getirilirse de bu atölyeler topluluğu eski üretkenliğini yitirecektir. Daha önce alınmış lisans hakları giderek artan ekonomik kriz içinde okulun adeta tek gelir kaynağı olacaktır. 1930-32 yılları arasında Körting&Mathiesen ile işbirliği içindeki çalışmalar metal atölyesinde görevli olan Walter Hartstang ve Heinrich Siegfried Borman tarafından yürütülecektir.

 

Kandem Tellerleuchte. Tasarım Heinrich Siegfried Borman, 1931  

Bundan sonra yapılan diğer aydınlatma araçları da erken dönem “Bauhaus Stili” diye adlandırılan “küre ve silindir şekilciliğinden” koparak geleceğe yönelik yeni biçimler kazanırlar. Bunlardan bir tanesi de, 1931 yılında Heinrich Siegfried Borman tarafından tasarlanan “Tellerleuchte” (Çanaklı lamba); alışılmamış biçimi birleşik ışık kullanımından çıkmıştır. Işık aşağıya doğru yönlendirildiği gibi kademeli opal cam gövdeden çıkan ışığın aynı zamanda tepesinde olan alüminyum  çanaktan yansıması sağlanmıştır (Bence 1930 yılında Danimarkalı mimar Poul Henningsen’in PH aydınlatma serisini oldukça anımsatıyor). Kandem’in bu modeli dinamik çizgileriyle 50’li yılların ürünlerine de öncülük etmiştir.

II. Dünya Savaşından sonra şirketin devamı gibi olan VEB

Leipzig Lichttechnische Spezialfabrik bazı ürünleri devam ettirse de, şirketin kurucusu Max Körting’in oğlu Fritz Körting Limburg’da ayrı bir şirket kurmuştur. Ama savaş öncesi modeller yerine dış ve iç mekanlar için yepyeni bir program geliştirerek, üretimini bugün de Kandem Leuchten GmbH olarak sürdürmektedir.

 

“bauhausleuchten? KANDEMLICHT!” sergisi geçtiğimiz aylarda Leipzig Elsanatları Müzesi'nde sergilendi. Sergi konseptini oluşturan Justus A. Binroth Berlin sunumunu da hazırladı. Sergide Bauhaus okulu tarafından geliştirilen Kandem aydınlatma araçları, onlara öncülük eden modeller ve çeşitlemeleri ile birlikte, işbirliği öncesi ve sonrası prototipler, seri üretime geçmeyen çalışmalar yer almaktadır. Döneme ait fotoğraflar, kataloglar ve değişik reklam malzemeleri de Körting&Mathiesen’in çok yönlü üretim tarihini anlatmakta. Sergi ile ilgili bir katalog da Arnoldsche Art Publishers, Stuttgart tarafından İngilizce ve Almanca olarak basıldı. 

 

Kaynakça

www.bauhaus-archiv.de/begleitmaterial_kandem.htm 

Weber, Klaus (Herausgeber), Die Metallwerkstatt am Bauhaus. Bauhausarchiv Berlin

1998 (2.basım)

 

Not: Berlinde açılan bir başka önemli sergi de, Aztek sanatının en parlak döneminden (1324-1521) seramik figürler, yeşim taşlı masklar, bezemeli bıçaklar vb yaklaşık 350 örneğin yer aldığı “Die Azteken” sergisi. Daha önce Londra’da sergilenirken ziyaretçi rekoru kıran bu sergi Martin-Gropius Bau Sergi Salonlarında 17 Mayıs - 10 Ağustos 2003 tarihleri arasında yer almakta. Konuyla ilgilenenlere duyurulur.